10 Mayıs 2014 Cumartesi

Baba au Rhum - Romlu Baba

Bir başka kutlama tatlısıyla karşınızdayım sevgili tatlıseverler…
Baba au rhum adında anlaşılacağı üzere ufak mayalı keklere sertçe bir likör ki genellikle rom emdirilerek hazırlanan bir tatlı.
18.yüzyıldan beri biliniyor.
Babalar gününe denk gelseymiş iyiymiş bu tarif ama anneler için oldu bu sanırım.

Yaklaşık 6 baba için:
10 gram mayayı yaklaşık 50 ml ılık sütte çözelim. 10 dakika beklesin bir kenarda.
Bu sırada 90 gr teretağını hafif ateşte eritelim.
165 gr unu eleyelim bir kaba.
2 yumurtanın akıyla sarısını ayıralım.
Akları 10 gr yani yaklaşık 2 çorba kaşığı tozşekerle sertleşinceye kadar çırpalım.
Sarıları yine aynı miktarda şekerle çırparak beyazlaştıralım.
Sonra bu iki yumurtalı karışımı birbirine ekleyin.
Sonra sırasıyla ılımış tereyağını, unu ve mayayı ekleyin. Hafif hafif karıştırın. Hamur bütünleşince bir kapta 45 dakika kadar mayalanmasını bekleyin.






Bu arada şurubunu yapın.
200 gr şekere 400 ml su ekleyin. Varsa bir vanilya çubuğunun tanelerini ekleyin, yoksa biraz vanilya aroması damlatın. Kaynamaya başladıktan sonra bir 10 dakika daha kaynatın, şerbet halini alsın, şurup biraz daha koyulsun.  Tam bu noktada bir kaşık rom ekleyin. Bol romlu isterseniz bu miktarı artırabilirsiniz. Alkol istemiyorsanız şerbeti vanilyadan başka limon&portakal kabukları ile aromalandırabilirsiniz. Babaları içine atmadan önce süzgeçten geçirmeniz gerekecek bu durumda. Soğumaya bırakın. 

Benim babaya özel münferit kalıplarım var ama sizde fırına gçrecek herhangi bir yuvarlak kalıpta yapabilirsiniz. Kalıpları güzelce yağlayın ve unlayın.

Hamuru kalıplara krema poşeti veya bir kaşık yardımıyla eşit olarak paylaştırın. Kalıplarda bir 10 dakika daha bekletin.
Fırını 200 dereceye ayarlayın.
Bu sırada 100 ml buz gibi soğuk kremayı 1 kaşık şekerle kabarana kadar çırpın. Toz vanilin ekleyin çeyrek çay kaşığı kadar. Soğuk kalması için buzdolabına atın.

Babaları önce 200 derecede 5 dakika sonra 180 dereceye indirdiğimiz fırında bir 15 dakika daha pişirin ve üzeri kehribar rengi olunca fırından çıkarın.

Soğumalarını beklemeden ılık şerbete daldırın ve bir kevgirle arkalı önlü çevirerek emdirin.

Üzerlerine krema sıkın ve dilediğiniz gibi süsleyin. 
İşte başka bir fransız klasiği…Gerçi sonra sonra italyanlarda sahiplenmiş.


Gelelim mesajıma:
Empati yapmaktan çatladığım günlerden biri yarın ki anneler günü.
Dileğim değişmeyecek bu yılda.
Geçtiğimiz bir on gün boyunca her dakika radyo ve televizyonlarda yapılan reklamlar dolayısıyla hatırlatılan annelerden ahirete göçenler, toprağınız bol olsun, allah evlatlarınıza sabır versin. 
Annelerini tanımadan kaybetmiş veya küçük yaşta annesiz kalmış tüm çocuklara, yakın çevreleri daha da sarılsın lütfen…En zor durumda olanlar onlar çünkü...
Anne olmak için can atanlar da tez elden sağlıklı bir bebek alsın kucağına…ya da bebekler...
Şiddet mağduru anneler, huzurevlerindeki morçatılardaki hapishanelerdeki anneler, hepiniz özelsiniz. 

Anneler güzel, anneler özel…annelik en güzel!



6 Mayıs 2014 Salı

Ev Poğaçası - Antep Gezisi

Fırat'ın sesini dinlemeye kısa bir tatil için gittik geçtiğimiz haftasonu Antep'e. Adı Aynıtab yani su şehrinden geliyor. Altından gürül gürül suların geçtiği, toprağından bereket fışkıran bir memleket. Öyle k dünya fıstık rezervi buradan karşılanıyor. Heryer fıstık ağacı. Üzerleri kırmızı kırmızı fıstık dolu. Türlü çeşidi var. Haliyle baklavanın anayurdu. Yediğimiz hiçbir tatlı midemizi yakmıyor çünkü içinde glukoz vs yok. 













Hanlar cenneti. Zincirli han, Gümrük han, Almacı han en sevdiklerim oldu. Bey mahallesinin otantik havası, oyuncak müzesi, Cam eserler müzesi, mutfak müzesi ve ve ve Zeugma beni adeta büyüledi.
Çocukla gitmek içinde güzel bir şehir Antep. Hayvanat bahçesi yeter.
İnsanları da cana yakın, yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar, güleryüzlü ve neşeliler.
Avrupa standartlarında yapılmış olan bu müzeyi ziyaret etme şansını umarım hepiniz birgün bulursunuz. Muhteşem Mars heykeli ve gizemli bakışlarıyla çingene kız mozaiğiyle tanışırsınız.





Yakın mesafede, yaklaşık bir buçuk saatte Fırat'la kavuştuğumuz Halfeti'de gidilesi noktalardan biri. Rumkale'nin tarihi etkileyici.


Tarihi İpekyolu'nun geçtiği, Evliya Çelebi'nin bile iki kere uğradığı Antep'te bunları almadan dönmeyin derim.
  • Yemenici Hayri Usta'dan bir çift yemeni - ayağa giyilen geleneksel çarıklar
  • Kutnu kumaşından fular
  • Bakır 
  • Acı pul biber, zahter, fıstık, nar ekşisi (hepsi almacı han'da)
bunları yemeden de dönmeyin:
  • Zeki İnal'da allah ne verdiyse; şöbiyet favorimdi.
  • Güllüoğlu'nda kadayıf sarma
  • Gümrük han'da çift renkli dibek kahvesi
  • Tahmis kahvesi'nde menengiç /sütle pişirilen bir çeşit kahve (mekan büyüleyici hatta şaşırtıcı)

  • İmam Çağdaş'ta Ali Nazik (lokanta fazla kalabalıktı, fabrikaya benzettim)
  • Hayri Usta'da kebap (kebaptan önce gelen gazpacho kılıklı nar ekşili salataya gönül verdim)
  • Üçler'de lahmacun
  • Metanet lokantasında Beyran (için-ayılın tadında)
  • Katmer nerde yense güzel... 

Haliyle bu gezi sonrası detoks bana şart oldu ama yine de pişirmeye olan aşkımla bugün kolları sıvadım yeniden. Tuzlu bir tarif veriyorum bugün. Haftasonu tatlıyı biraz abarttım galiba tuzludan gidiyorum.

Bu tarif biricik kuzenimden.
Ne zaman yapsam enfes oluyor. Ben kıymalı,hafif acılı ve kekikli yaptım. Sizde ne dilerseniz koyabilirsiniz. 
Benden kolay tarif isteyen, yeni evli dostlarım bu tarif size gelsin. Yapabilirsiniz size güveniyorum.

POĞAÇA italyanların Foccacia'sından geliyormuş. 

Gerekli malzemeler
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
125 gr. tereyağı
2 yumurta(birinin sarısını ayırın)
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
alabildiği kadar un (en sevdiğim miktar belirteci)

Tüm malzemeleri yumuşacık bir hamur oluncaya kadar yoğuralım. Hamurun gerçekten yumuşak olmasını istiyoruz.

El ayası kadar toplar koparıp, parmaklarımızla yuvarlak açalım.



İç malzeme olarak ufak bir soğanı ince ince doğradım, az yağda hafifçe soldurdum ve 125 gr kadar kıyma ekledim. Çok kavurmadım. Hafif sulu ateşi kapattım. Tuz, kekik, pul biber, karabiber ekledim. Soğuttum.






Elimde açtığım hamura 1 tatlı kaşığı kadar iç malzeme koyup d şeklinde kapattım, kenarları parmaklarımla mühürledim ve fırın tepsisine yatırdım. Üzerine ayırdığım yumurta sarısını sürdüm ve çörek otu serptim.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20 dakika yeter.