28 Şubat 2014 Cuma

Confiture de Fraise - Çilek Reçeli

Hani bazı yollar vardır, gitmek için gün sayarsınız, gittiğinizde yeniden gitmenin hayalini kurarsınız. Öylesine pastoral bir yol ki Urla Alaçatı arasındaki eski yol! Öbek öbek beyaz papatyalar arasına atılmış gelinciklerle sarılımıştı yolun kenarı.  Sahi biraz erken açmadı mı bu gelincikler? 
Yolun tüm güzelliği sardı sarmaladı beni, haber kirliliğinden hayli etkilenmiş olan bünyeme biraz olsun iyi geldi. Düşündüm tabii yeniden, bu canım topraklar ne zaman huzur bulacak diye? 







































Alaçatı beni kuş cıvıltıları ile karşıladı. Yaz zamanlarının karmaşasının yerine şu aralar dingin bir huzur var çünkü. Kalabalık yok, sessizlik hakim. Hacımemiş mahallesinin sakinleri ile tanıştım. Göz Oda butik otelin kurucusu Gözde ve Pasta Pasta makarna restoranın sahibi Mehtap hanım. 

Göz Oda çok şirin bir mekan. Alaçatı'nın kendine has dokusu üzerine, hünerli mimar dokunuşu ile rüye gibi bir otel kurmuş Gözde. Haftasonları kahvaltı, saat 3ten sonra da mangalda sucuk şöleni var mekanda.
Elim boş gitmek istemedim, portakallı tartoletler götürdüm ben de… Sanki yolda gelinciklerle karşılaşacağım içime doğmuş…


Bugün size ev yapımı bir reçel tarifi vereceğim. Hem de dondurulmuş meyve ile. Marketten aldıklarımızın içindeki koruyucu maddeleri içermediği ve en azından ev yapımı olduğu için tercih ediyorum. Minik yeğenim nil gibi kızım Defne'de pek sevdi bu reçeli...
Malzemeler:
500 gr çilek
300 gr frambuaz
550 gr şeker
30 ml limon suyu(bir orta boy limon)
300 ml su
4-5 karabiber tanesi

Büyük bir tencerede suyu ve şekeri kaynatıyoruz. Üzerinde iri iri köpükler oluşana dek…
Bu sırada bir kasede meyveleri limon suyuyla ve ezdiğimiz karabiber taneleriyle karıştırıyoruz. Biber meyvelerin asidini enfes dengeliyor.
İri köpüklenme başlayınca meyveleri alalım tencereye.


Sonra meyveleri atalım tencereye... 
Ve kaynamaya bırakalım...


Arada üzerinde oluşan pembe köpükleri kaşıkla toplayalım. Parlak bir reçel istiyorsak bu işlemi uygulamalıyız. Havaya karışan mis kokuyu ciğerlerimize çekelim...



105 dereceye gelinceye kadar pişirelim. Termometreniz yoksa ben zaman tuttum orta hararetli ateşte tam yarım saate tekabül ediyor. 


Küçük kavanozlara şişeyi tamamen dolduracak şekilde boşaltalım reçelimizi...


Sonra kapaklarını kapatıp buzlu su dolu bir kaba ters çevirelim. Bu şekilde kapakları mühürlemiş ve pastorizasyon işlemini yapmış olursunuz. Yani şişe içinde artık mikrop üremez . Bu da Cordon Bleu'de öğrendiğim bir bilgi. Reçelciler çoktan biliyordur ya!
Tabi ki mevsiminde tazesiyle çok daha enfes olacaktır. Ama dondurulumuş meyvelerde bu anlamda kullanılabilir.
Tereyağı ve kızarmış ekmekle muhteşem bir trio, afiyet olsun tatlıseverler...